Hekimin Tıbbi Uygulama Hatalarından (Malpraktis) Doğan Hukuki Sorumluluğu

Tıpta yanlış uygulama, tıbbi malpraktis, hekim hatası, hekimliğin kötü uygulanması gibi birçok farklı isimle anılan tıbbi uygulama hataları bu tezin ana konusudur. Bu konu, başta doktorlar olmak üzere hastaneler, hemşireler ve tüm sağlık çalışanlarını kapayan bir husustur. Dünya Tabipler Birliği’ne göre tıbbi malpraktis; “Hekimin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar.” olarak tanımlanmıştır. Hekim hataları dolayısı ile hastanın sağlığında zarar meydana gelmesi hali, hukuk sistemimiz tarafından da güvence altına almıştır. Bu güvencenin hukuki dayanağı başta Anayasa’nın 17. maddesi ile düzenlenmiş olan yaşam hakkıdır. Anayasa’nın 90. maddesi 5. fıkrası gereği iç hukukumuzun parçası olan Avrupa Biyotıp Sözleşmesi’nin 4. maddesinde malpraktis kavramı ile ilgili olarak; “Araştırma dâhil, sağlık alanında her müdahalenin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Hastalara sağlık hizmeti verilirken tıbbi müdahalenin dünya standartlarına uygun şekilde tamamlanmasının sağlanması ve bunun anayasa ile kanunlarda korunmuş olması hukuk devleti olmanın gereğidir. Tıbbi müdahalelerin kişilerin sağlığında oluşturacağı zararlı etkiler dolayısı ile tıbbi müdahalede bulunma yetkisi başta hekim olmak üzere sağlık çalışanlarına verilmiştir. Tıbbi müdahale sonucu hekimin hukuki sorumluluğunun tespiti için hasta ile hekim arasındaki ilişkinin hukuksal niteliği belirlenmelidir. Hasta ve hekim arasındaki hukuki ilişkisinin cinsi; doktrindeki baskın görüşe ve Yargıtay içtihatlarına göre, TBK’nın 502. maddesi kapsamında vekâlet sözleşmesi olduğudur. Hukuki ilişkinin vekalet sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi durumunda, tıbbi uygulama hatalarında hekimin hukuki sorumluluğunda sözleşmeye aykırılık hükümleri uygulanır. Hekim, mesleği ile ilgili eylemleri icra ederken hukuksal bir takiple karşı karşıya kalır. Hekim tıbbi işlemlerde bulunurken süreci gereği gibi yönetmeli ve sürecin öngörülebilir vi olası sonuçlarını değerlendirebilmelidir. Hekim mesleki faaliyetlerde bulunurken bu eylemlerin, mesleki kabul edilebilirlik ölçülerde olması gerekir. Her tıbbi müdahale hasta açısından belirli bir risk oluşturur. Bu nedenle, zaten risk barındıran hekim uygulamaları sonrası oluşan istenmeyen her sonuç malpraktis olarak nitelendirilemez. Hekim, tıbbi standartları doğru ve eksiksiz bir biçimde uygularsa hastanın sağlığında meydana gelen komplikasyonlardan sorumlu tutulamaz. Hekim hatalarında genellikle kasti bir eylem değil ihmal ve dikkatsizlik söz konudur. Yani hukukun hangi durumları malpraktis olarak değerlendireceği nedensellik ilişkisi ile ilgilidir. Tıbbi malpraktiste hekime hukuki ve cezai sorumluluk yüklemenin temel şartı bu nedensellik bağının mevcudiyetidir. Bu bağlamda tıbbi malpraktisten söz edilebilmesi için hekimin eyleminin kusurlu olması ve bu eylem neticesinde bir zarar meydana gelmesi gerekmektedir. Tıbbi malpraktisin oluşabilmesi için hastanın sağlığında meydana gelen zarar, hekimin tıp kurallarına ve meslek etiğine aykırı müdahale veya müdahalesizlik neticesinde meydana gelmelidir. Tıbbi hatalar; doğru tıbbi işlemleri yanlış uygulamak, gerekli işlemi yapmamak veya yanlış tıbbi işlemi uygulamak şeklinde ortaya çıkabilir. Hekimin tıbbi müdahalesinin malpraktis kapsamına girmemesi açısından en önemli ve geniş sorumluluğu dikkat ve özen yükümlülüğü oluşturur. Hekimin yanlış uygulamasından kaynaklanan bir zararın meydana gelmesi ile hekimin hukuki, cezai, idari ve mesleki sorumluluğu söz konusu olur. Hekimin hatalı tıbbi uygulaması sonucunda, hukuki anlamda kusuru oranında tazminata hükmedilir. Cezai açıdan ise TCK'da belirtilen ilkeler çerçevesinde cezalandırılması söz konusu olur. Hekimin hukuki ve cezai sorumluluğundan kaynaklanan davalar adli yargının alanına girmektedir.

Erişime Açık
Görüntülenme
21
22.03.2024 tarihinden bu yana
İndirme
1
22.03.2024 tarihinden bu yana
Son Erişim Tarihi
19 Nisan 2024 14:25
Google Kontrol
Tıklayınız
Tam Metin
Tam Metin İndirmek için tıklayın Ön izleme
Detaylı Görünüm
Eser Adı
(dc.title)
Hekimin Tıbbi Uygulama Hatalarından (Malpraktis) Doğan Hukuki Sorumluluğu
Yayın Türü
(dc.type)
Tez
Yazar/lar
(dc.contributor.author)
GÖR, Damla Nur
Atıf Dizini
(dc.source.database)
Diğer
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Malpraktis
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Hukuki Sorumluluk
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Kusur
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Sağlık Hukuku
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Aydınlatılmış Onam
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Tıbbi Standartlar
Yayıncı
(dc.publisher)
KTO Karatay Üniversitesi
Tez Danışmanı
(dc.contributor.advisor)
KİZİR, Mahmut
Yayın Tarihi
(dc.date.issued)
2021
Kayıt Giriş Tarihi
(dc.date.accessioned)
2022-01-03T14:21:03Z
Açık Erişim tarihi
(dc.date.available)
2022-01-03T14:21:03Z
Tez Türü
(dc.type.thesis)
Yüksek Lisans
Özet
(dc.description.abstract)
Tıpta yanlış uygulama, tıbbi malpraktis, hekim hatası, hekimliğin kötü uygulanması gibi birçok farklı isimle anılan tıbbi uygulama hataları bu tezin ana konusudur. Bu konu, başta doktorlar olmak üzere hastaneler, hemşireler ve tüm sağlık çalışanlarını kapayan bir husustur. Dünya Tabipler Birliği’ne göre tıbbi malpraktis; “Hekimin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar.” olarak tanımlanmıştır. Hekim hataları dolayısı ile hastanın sağlığında zarar meydana gelmesi hali, hukuk sistemimiz tarafından da güvence altına almıştır. Bu güvencenin hukuki dayanağı başta Anayasa’nın 17. maddesi ile düzenlenmiş olan yaşam hakkıdır. Anayasa’nın 90. maddesi 5. fıkrası gereği iç hukukumuzun parçası olan Avrupa Biyotıp Sözleşmesi’nin 4. maddesinde malpraktis kavramı ile ilgili olarak; “Araştırma dâhil, sağlık alanında her müdahalenin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Hastalara sağlık hizmeti verilirken tıbbi müdahalenin dünya standartlarına uygun şekilde tamamlanmasının sağlanması ve bunun anayasa ile kanunlarda korunmuş olması hukuk devleti olmanın gereğidir. Tıbbi müdahalelerin kişilerin sağlığında oluşturacağı zararlı etkiler dolayısı ile tıbbi müdahalede bulunma yetkisi başta hekim olmak üzere sağlık çalışanlarına verilmiştir. Tıbbi müdahale sonucu hekimin hukuki sorumluluğunun tespiti için hasta ile hekim arasındaki ilişkinin hukuksal niteliği belirlenmelidir. Hasta ve hekim arasındaki hukuki ilişkisinin cinsi; doktrindeki baskın görüşe ve Yargıtay içtihatlarına göre, TBK’nın 502. maddesi kapsamında vekâlet sözleşmesi olduğudur. Hukuki ilişkinin vekalet sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi durumunda, tıbbi uygulama hatalarında hekimin hukuki sorumluluğunda sözleşmeye aykırılık hükümleri uygulanır. Hekim, mesleği ile ilgili eylemleri icra ederken hukuksal bir takiple karşı karşıya kalır. Hekim tıbbi işlemlerde bulunurken süreci gereği gibi yönetmeli ve sürecin öngörülebilir vi olası sonuçlarını değerlendirebilmelidir. Hekim mesleki faaliyetlerde bulunurken bu eylemlerin, mesleki kabul edilebilirlik ölçülerde olması gerekir. Her tıbbi müdahale hasta açısından belirli bir risk oluşturur. Bu nedenle, zaten risk barındıran hekim uygulamaları sonrası oluşan istenmeyen her sonuç malpraktis olarak nitelendirilemez. Hekim, tıbbi standartları doğru ve eksiksiz bir biçimde uygularsa hastanın sağlığında meydana gelen komplikasyonlardan sorumlu tutulamaz. Hekim hatalarında genellikle kasti bir eylem değil ihmal ve dikkatsizlik söz konudur. Yani hukukun hangi durumları malpraktis olarak değerlendireceği nedensellik ilişkisi ile ilgilidir. Tıbbi malpraktiste hekime hukuki ve cezai sorumluluk yüklemenin temel şartı bu nedensellik bağının mevcudiyetidir. Bu bağlamda tıbbi malpraktisten söz edilebilmesi için hekimin eyleminin kusurlu olması ve bu eylem neticesinde bir zarar meydana gelmesi gerekmektedir. Tıbbi malpraktisin oluşabilmesi için hastanın sağlığında meydana gelen zarar, hekimin tıp kurallarına ve meslek etiğine aykırı müdahale veya müdahalesizlik neticesinde meydana gelmelidir. Tıbbi hatalar; doğru tıbbi işlemleri yanlış uygulamak, gerekli işlemi yapmamak veya yanlış tıbbi işlemi uygulamak şeklinde ortaya çıkabilir. Hekimin tıbbi müdahalesinin malpraktis kapsamına girmemesi açısından en önemli ve geniş sorumluluğu dikkat ve özen yükümlülüğü oluşturur. Hekimin yanlış uygulamasından kaynaklanan bir zararın meydana gelmesi ile hekimin hukuki, cezai, idari ve mesleki sorumluluğu söz konusu olur. Hekimin hatalı tıbbi uygulaması sonucunda, hukuki anlamda kusuru oranında tazminata hükmedilir. Cezai açıdan ise TCK'da belirtilen ilkeler çerçevesinde cezalandırılması söz konusu olur. Hekimin hukuki ve cezai sorumluluğundan kaynaklanan davalar adli yargının alanına girmektedir.
Yayın Dili
(dc.language.iso)
tr
Tek Biçim Adres
(dc.identifier.uri)
http://hdl.handle.net/20.500.12498/5172
Analizler
Yayın Görüntülenme
Yayın Görüntülenme
Erişilen ülkeler
Erişilen şehirler
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve cerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms