Hekimin Malpraktisten Doğan Cezai Sorumluluğunun Belirlenmesi Ve İspata İlişkin Sorunlar

Tıp uygulamaları ve hekimlik mesleği, tarih boyunca insanların yaşamında çok önemli bir yere sahip olmuştur. Diğer taraftan tıbbi müdahale niteliği gereği bireyin yaşam hakkı, vücut bütünlüğü, sağlığı gibi Anayasayla güvence altına alınan haklarla doğrudan ilişkilidir. Bu yönüyle tıp ve hukuk geçmişten bugüne birbirleriyle bağlantılı halde olmuştur. Zaman içinde teknolojik ve toplumsal gelişim gibi sebepler nedeniyle hekim hasta ilişkisi de değişime uğrayarak hukuksal açıdan değerlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmış, taraflara çeşitli hak ve yükümlülükler tanımlanmıştır. Tıp uygulamalarının icrasının insan üzerinde gerçekleştirilmesi nedeniyle tıp uygulamasının kötüye kullanılması, hatalı uygulama yapılması gibi durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu durumlarda tıbbi müdahaleden kaynaklı olarak hekimin sorumluluğuna gidilebilmektedir. Hekimlerin tıbbi uygulamaları ceza hukuku açısından önem taşımaktadır. Tıbbi müdahalelerden kaynaklı hekim sorumluluğu davaları, yargılama aşamasında kendine has özellikler taşımaktadır. Hatalı tıbbi müdahalenin belirlenmesi genelde teknik bir konu olup çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektirmektedir. Bu sebeple hekimlerin cezai sorumluluğu kapsamında, yargılama aşamasındaki usûli faaliyetler ile maddi gerçeğe ulaşma noktasında ispat hususu ve ispata ilişkin sorunların da incelenmesi gerekmektedir. Çalışmamızda ilk olarak tıbbi müdahale kavramı ile hekim ile hasta arasında ki ilişkinin hukuki niteliği hakkında genel açıklamalar yapılmıştır. Daha sonra cezai sorumluluğunun belirlenmesi ve ispat hususunun daha iyi anlaşılabilmesi için hukuka uygun tıbbi müdahale ve hekimin cezai sorumluluğu konularının temelleri ortaya konulmuştur. Hekimin cezai sorumluluğunun belirlenmesi, delil ve ispat hususu gibi usûl hukukuna ilişkin konular ele alınarak uygulamadaki sorunların incelenmesi ve bunlara yönelik çözüm önerisi sunmak hedeflenmiştir.