Giriş: Bitkiler, eskiden beri sağlığın korunması ve iyileştirilmesinde yaygın şekilde tüketilmektedir (1). Bitkilerle tedavinin kökeni Çin’e dayanmakta, günümüzde de bitkiler ilaçların %25’inde etken madde olarak kullanılmaktadır (2). Bu bitkilerden birisi Hypericum Perforatum, 2000 yıldan uzun süredir bitkisel ilaç olarak kabul edilmektedir (3). ABD’de en yaygın kullanılan 10 şifalı bitkiden biri olan H. perforatum, Türkiye’de kılıç otu veya yara otu dünyada ise St John olarak bilinmektedir (4, 5). Literatür: Bileşiminde 6 ana grup vardır: Naftodiantron, floroglusinol, flavonoid, biflavon, fenilpropan ve proantosiyanidinlerdir (6). Overiektomi yapılan ratlarla yapılan bir çalışmada, ilk olarak vücut ağırlığında artış görülmüş, 2 hafta sonra sarı kantaron verilen ratların adipoz doku ağırlığında ise azalma belirlenmiştir. Ayrıca total kolesterol, açlık insulin ve HOMA-IR düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı şekilde azalmıştır. Kontrol grubunda ise tedavi edilen gruba göre vücut ve toplam adipoz doku ağırlığında artış meydana gelmiştir. Sonuçta; insülin direncini engellediği belirlenmiştir (7). Sarı kantaronda bulunan bir proteinin, MCP-1 (Monosit kemoatraktan protein-1) promotörü ekspresyonunu modüle edebildiğini ve MCP-1 ekspresyonunda artışa sebep olduğunu göstermiştir (8). Üstelik MCP-1'in; makrofajların yağ dokusuna infiltrasyonunu düzenleyerek insülin direncini önlemede önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir (9). Çeşitli kliniklere başvuru yapan çocukların aileleri tıbbi tedavinin yanında bitkisel ürünlerini kullandıklarını; fakat yan etkiler hakkında bilgili olmadıklarını ifade etmişlerdir (10-13). Dolayısıyla bitkilerin tüketimleriyle ilgili bilgi düzeyi yetersizdir. Sonuç: İçerisindeki bileşiklerden dolayı sarı kantaronun pek çok rahatsızlığın tedavisinde etkin rol oynayabileceği gösterilmiştir. Faydalı özelliklerinin yanı sıra oldukça fazla ilaç etkileşimi de bulunmaktadır (13). Kemoterapi ilaçları gibi pek çok ilacın etkinlik düzeyini bozabilmektedir (14). Ayrıca Proteaz-1 inhibitörü alan HIV/AIDS hastaları, siklosporin alan organ nakil hastaları, warfarin, fenprokumon, teofilin ve digitoksin alanlar kullanıma dikkat etmelidir. Gün ışığına uzun süre maruz kalan bireylerde de kullanılması kontraendike olup; gastrointestinal bozukluk, sedasyon ve fotosensiviteye sebep olabilmektedir (15). Çocuk, gebe ve emziklilerde yan etkiler hakkında bilinmeyen pek çok nokta vardır. Dolayısıyla bu gibi riskli bireylerde tüketilmemelidir (16). Ülkemizde bitkisel ilaçlar, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından henüz ruhsatlandırılmamışlardır. Bitkisel ilaçların reçetesiz bir şekilde satılması, bireylerin sağlığı açısından büyük risk teşkil etmektedir. Dolayısıyla kullanmadan önce hekime ve beslenme uzmanına danışılmalı ve ilaç etkileşimi ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca; sarı kantaron bileşiklerinin fayda, yan etki, endikasyon ve kontraendikasyonlarını araştırmak için daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Eser Adı (dc.title) | Sarı Kantaron (H. Perforatum) ve Obezite ile ilişkisi |
Yayın Türü (dc.type) | Sunum |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | BERBEROĞLU, Hatice Tuğçe |
Atıf Dizini (dc.source.database) | Diğer |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2017 |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2019-07-08T12:04:14Z |
Açık Erişim tarihi (dc.date.available) | 2019-07-08T12:04:14Z |
Özet (dc.description.abstract) | Giriş: Bitkiler, eskiden beri sağlığın korunması ve iyileştirilmesinde yaygın şekilde tüketilmektedir (1). Bitkilerle tedavinin kökeni Çin’e dayanmakta, günümüzde de bitkiler ilaçların %25’inde etken madde olarak kullanılmaktadır (2). Bu bitkilerden birisi Hypericum Perforatum, 2000 yıldan uzun süredir bitkisel ilaç olarak kabul edilmektedir (3). ABD’de en yaygın kullanılan 10 şifalı bitkiden biri olan H. perforatum, Türkiye’de kılıç otu veya yara otu dünyada ise St John olarak bilinmektedir (4, 5). Literatür: Bileşiminde 6 ana grup vardır: Naftodiantron, floroglusinol, flavonoid, biflavon, fenilpropan ve proantosiyanidinlerdir (6). Overiektomi yapılan ratlarla yapılan bir çalışmada, ilk olarak vücut ağırlığında artış görülmüş, 2 hafta sonra sarı kantaron verilen ratların adipoz doku ağırlığında ise azalma belirlenmiştir. Ayrıca total kolesterol, açlık insulin ve HOMA-IR düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı şekilde azalmıştır. Kontrol grubunda ise tedavi edilen gruba göre vücut ve toplam adipoz doku ağırlığında artış meydana gelmiştir. Sonuçta; insülin direncini engellediği belirlenmiştir (7). Sarı kantaronda bulunan bir proteinin, MCP-1 (Monosit kemoatraktan protein-1) promotörü ekspresyonunu modüle edebildiğini ve MCP-1 ekspresyonunda artışa sebep olduğunu göstermiştir (8). Üstelik MCP-1'in; makrofajların yağ dokusuna infiltrasyonunu düzenleyerek insülin direncini önlemede önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir (9). Çeşitli kliniklere başvuru yapan çocukların aileleri tıbbi tedavinin yanında bitkisel ürünlerini kullandıklarını; fakat yan etkiler hakkında bilgili olmadıklarını ifade etmişlerdir (10-13). Dolayısıyla bitkilerin tüketimleriyle ilgili bilgi düzeyi yetersizdir. Sonuç: İçerisindeki bileşiklerden dolayı sarı kantaronun pek çok rahatsızlığın tedavisinde etkin rol oynayabileceği gösterilmiştir. Faydalı özelliklerinin yanı sıra oldukça fazla ilaç etkileşimi de bulunmaktadır (13). Kemoterapi ilaçları gibi pek çok ilacın etkinlik düzeyini bozabilmektedir (14). Ayrıca Proteaz-1 inhibitörü alan HIV/AIDS hastaları, siklosporin alan organ nakil hastaları, warfarin, fenprokumon, teofilin ve digitoksin alanlar kullanıma dikkat etmelidir. Gün ışığına uzun süre maruz kalan bireylerde de kullanılması kontraendike olup; gastrointestinal bozukluk, sedasyon ve fotosensiviteye sebep olabilmektedir (15). Çocuk, gebe ve emziklilerde yan etkiler hakkında bilinmeyen pek çok nokta vardır. Dolayısıyla bu gibi riskli bireylerde tüketilmemelidir (16). Ülkemizde bitkisel ilaçlar, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından henüz ruhsatlandırılmamışlardır. Bitkisel ilaçların reçetesiz bir şekilde satılması, bireylerin sağlığı açısından büyük risk teşkil etmektedir. Dolayısıyla kullanmadan önce hekime ve beslenme uzmanına danışılmalı ve ilaç etkileşimi ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca; sarı kantaron bileşiklerinin fayda, yan etki, endikasyon ve kontraendikasyonlarını araştırmak için daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/20.500.12498/695 |