- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır. - İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
BABACAN, SERDAR | ÖZBAĞ, Davut | GÜLER, Mehmet Akif | ÖZTEKİN, Hüseyin Cahit | YILDIZ, Ziya | KELEŞ, Ali | GÜNGÖRER, Şule | ALPA, Şerife | ÖĞÜT, Eren | AYDIN KABAKÇI, Anıl Didem | TÜRKOĞLU, Fatma Nur | YILMAZ, Seher | TOKPINAR, Adem | ÖZDEMİR, Fikri | CANDAN, Büşra | ÇINAROĞLU, Selim | GÖLPINAR, Murat | ÖZKAN, Mazhar | KESKİNÖZ, Elif Nedret | ŞENOL, Deniz
Anatomi, tüm sağlık alanlarının temel taşı niteliğindedir. Tüm sağlık alanı ile ilgili eğitimlerde anatomi iyi öğretilmesi ve öğrenilmesi gereken bir derstir. Ülkemizde Tıp Fakültelerinden, Sağlık Bilimleri Fakülteleri ile Sağlık Meslek Yükseokulları’na kadar birçok okulda ders olarak okutulmaktadır. Anatomi dersi, ancak ve ancak görsel içeriğin zengin olduğu anlatımlarla olduğunda işlevselliği yüksektir. Bu amaçla görsel açıdan zengin resimlerle desteklenmiş, sistematik olarak adım adım Anatomi’yi öğretmeyi hedefleyen bu kitap hazırlanmıştır. Bu kitap, Tıp Fakülteleri, Diş Hekimliği Fakültele ...Daha fazlası
Solunum sistemi akciğerler ve solunum yollarından meydana gelmektedir ve birçok fonksiyonu bulunmaktadır. Bunlar; hücrelerin oksijenlenebilmesi için oksijenin dış çevreden temini ve metabolik aktivite sonucunda ortaya çıkan artıklardan biri olan karbondioksitin ekspirasyonla dışarı atılmasını sağlamak, fonasyon, bağışıklık, hidrojen iyon konsantrasyonunun düzenlenmesi, renin-aniyotensin-aldosteron sisteminde rol alan anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) sentezi ve asit baz dengesi olarak adlandırılabilir. Tüm bu süreçlere bakıldığında, vücudun iç dengesinin korunabilmesi için akciğerlerin ne k ...Daha fazlası
Kan, insan yaşamının korunması, besinlerin, hormonların, gazların ve atıkların vücutta taşınmasında, pH, sıcaklık ve diğer çeşitli iç koşulların homeostatik olarak düzenlenmesinde kritik öneme sahiptir. Kan; plazma ve trombositler, lökositler, eritrositler gibi şekilli elemanlardan oluşur. Plazma toplam kan hacminin yaklaşık %55'ini, şekilli elemanlar ise %45'lik kısımı oluşturmaktadır. Toplam kan hacmi, normal sağlıklı yetişkinlerde toplam insan ağırlığının yaklaşık %7 ila 8'ini oluşturur. Bir yetişkinin kan hacmi (yağsız) vücut kütlesi ile ilişkilidir ve 70 kg ağırlığındaki kadınlarda yaklaş ...Daha fazlası
Duyularımız sayesinde hem bedenimizin içindeki hem de bedenimizin dışındaki çevreden haberdar oluruz ve buna göre yaşam fonksiyonlarımızı düzenleriz. İçten veya dıştan elde edilen duyulara ait olan sinyaller olduğu gibi aktarılmaz, sinir sisteminde bir ayıklamaya maruz kalır. Bu sayede sinyaller üst merkezlere gönderilerek duyuya, duyular da kişinin edinmiş olduğu deneyimlerle bütünleşerek algıyı meydana getirmektedir. Vücudun işleyişinde fizyolojik düzenin dışında bir durum olduğu zaman, bunu duyularımız yoluyla hissederiz. Buna en güzel örnek olarak ağrıyı verebiliriz. Dış ortam ve iç ortamı ...Daha fazlası
Kulak işitme sisteminin organı olarak diğer duyu sistemlerine ait olan organlara nazaran daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Kulakta ses dalgaları mekanik enerjiye, mekanik enerji de elektriksel enerjiye dönüşmektedir. Aynı zamanda kulak yalnızca işitmede değil vücudun pozisyonlanmasında ve dengede de önemli bir rol üstlenmektedir. Kulak; sesi toplayan dış kulak, ses basıncının yükseltildiği orta kulak ve hem işitmede hem de dengede görev alan iç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılmaktadır. İç kulakta pozisyon/denge konusunda rol oynayan vestibüler sistem ve işitme sisteminin reseptörlerin içeren v ...Daha fazlası
Hipofiz bezinin kafatasının sfenoid kemiğinin sellaturcica'sı (türk eyeri) içinde yer almaktadır. Yaklaşık olarak 1 cm çapında ve 0,5-1 gr ağırlığındadır. Hipotalamo-hipofizyal traktus ile hipotalamusa bağlıdır. Hipofiz bezi (pitüiter bez); büyüme, üreme, tüm vücut metabolizması veya stres de dahil olmak üzere çok sayıda biyolojik süreci kontrol ettiği için organizmanın ana bezi olarak kabul edilir. Hipofiz bezi, adenohipofiz ve nörohipofiz olarak adlandırılan yapısal ve işlevsel olarak farklı iki ana bölgeden oluşur. Bu bölgeler farklı gelişimsel kökenlere sahiptir ve büyüme hormonu (GH), pro ...Daha fazlası
nfertilite, bir yıl düzenli korunmasız cinsel ilişkiden sonra gebe kalamama olarak tanımlanır (Zegers-Hochschild ve ark. 2017) Önemli bir sağlık sorunudur ve üreme çağındaki çiftlerin ~ %10-15’ini etkileyerek dünya çapında giderek artmaktadır (Okada ve ark. 2002). Her iki partnerin de ilk çocuk sahibi olma yaşının ileri yaşlara kayması ve yaşam tarzındaki değişiklikler, infertilite insidansının artışına katkıda bulunmuştur (Cariati ve ark. 2019). Çiftlerde infertilite durumunun %50’si erkek infertilitesine bağlı olmakla birlikte, erkeklerin ~ %7’si infertildir (WHO 2000; Tournaye 2017).
Spermatogenez olarak adlandırılan sperm üretim süreci, türlerin korunması ve genetik çeşitlilik için gereklidir. Spermatogenez yetişkin insanlarda en verimli hücre üreten sistemlerden biridir ve insanlarda her gün yaklaşık 100 milyon sperm üretilmektedir. Spermatogenez, yumurta hücresini dölleyen ve sonunda bir sonraki nesil için döl üreten haploid spermatozoayı oluşturarak erkek germ hattının devamlılığında önemlidir (Sharpe, 1994).
Bu bölümde, deri ve deri eklerini ya da derialtı dokuları tutan, özel koşullar dışında sistemik yayılım göstermeyen, mortalitesi düşük ancak morbiditesi yüksek olan mantarlar ve oluşturdukları enfeksiyonlar tartışılmıştır.
Basal ganglia diseases form the picture of parkinsonism depending on different etiological factors. The clinical syndrome of Parkinsonism is based on the presence of basic clinical features such as resting tremor, slowed movements (bradykinesia), rigidity, and postural instability. Idiopathic Parkinson's disease (PD) is the most common cause of this syndrome, however, there are other important etiologies to consider. These include atypical Parkinson's disorders, multiple systems atrophy (MSA), dementia with Lewy bodies (DLB), progressive supranuclear palsy (PSP), and corticobasal syndrome (CBS ...Daha fazlası
ÖZET Nükleik asit tabanlı aşılar, hem canlı zayıflatılmış hem de alt birim aşıların olumlu özelliklerini birleştirmek için bir araç olarak geliştirilmektedir. Son yıllarda, mesajcı RNA (mRNA) aşıları, Şiddetli Akut Solunum Sendromu-Koronavirüs-2 (SARS-CoV-2)’ye karşı hem sıvısal hem de hücresel bağışık yanıtları uyandırmak için güvenli ve güçlü bir teknoloji olarak ortaya çıkmıştır. Küresel bir salgın haline gelen Koronavirüs hastalığı (COVID-19)’na karşı geliştirilen güçlü aşılar arasında mRNA tabanlı aşılar ilk başarılı aşı olarak kabul görmüştür. mRNA aşılarının üstün yanları; yüksek bağışı ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve cerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.