Türkiye’de sosyal hizmet eğitimi başlangıcından 2000’li yılların ortalarına kadar büyüyememiş, 40 yılı aşkın bir süre boyunca eğitimi tek bir bölümle sürdürmek zorunda kalmıştır. 2006 yılında dört bölümün açılmasıyla eğitimde büyüme ve genişleme dönemine ancak girilebilmiş, 2021 yılı itibariyle 73 bölüme ulaşılmıştır. Büyüme dönemiyle birlikte ardı ardına açılan yeni bölümlerin öğrenci kontenjanları hem abartılı sayılarıyla hem de uzunca bir süre tam doluluk oranlarıyla dikkati çekmiştir. Ancak 2018 yılına gelindiğinde Vakıf Üniversitelerindeki sosyal hizmet bölümlerinin kontenjan doluluk oranlarında bir azalma gözlenmiş bu azalma 2019 ve 2020 yıllarında da devam etmiştir. 2021 yılına gelindiğinde ise Vakıf üniversitelerindeki sosyal hizmet bölümlerinin kontenjanlarının doluluk oranlarında keskin bir düşüş görülmektedir. 2021 yılında gözlenen bir başka çarpıcı gelişme ise devlet üniversitesindeki bölümlerinde cereyan etmiş; özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bölümlerin kontenjanlarının doluluk oranlarında hissedilir bir şekilde azalmaya ilk kez şahit olunmuştur. Genel tabloya bakıldığında 73 bölümün yarısından biraz fazlası 2021 yılı için öngördüğü öğrenci kontenjanını doldurabilmiş, yarısına yakını ise dolduramamıştır. Sosyal hizmet bölümlerinde kontenjan doluluk oranlarının azalmasıyla ortaya çıkan “boş kontenjan olgusu” kuşkusuz sadece sosyal hizmet bölümlerine özgü olmayıp Türkiye’deki yükseköğrenim politika ve uygulamalarında baş gösteren derin yapısal sorunların bir tezahürüdür. Kuşkusuz bahse konu olgunun ortaya çıkışında bu dönemde ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkisi alan Covid 19 pandemisinin özellikle eğitim ve ekonomide neden olduğu değişimlerin önemli etkileri vardır. Ancak kanımızca; somut bir ihtiyaç analizine dayanmayan, plansız – programsız ve alt yapısız bölüm açma stratejisi Covid 19 pandemisinin ağına takılmış, Pandeminin neden olduğu değişimlerle birleşerek, bir çarpan etkisiyle aslında birkaç yıl sonra ortaya çıkacak bu tabloyu biraz daha öne çekmiştir. Bu çalışmada sosyal hizmet eğitiminin mevcut durumu çerçevesinde sosyal hizmet bölümlerinde ortaya çıkan “boş kontenjan olgusu” etraflıca ele alınacak ve Pandeminin bu olgu üzerindeki etkilerine değinilecektir.
Eser Adı (dc.title) | COVID-19 Pandemisi döneminde sosyal hizmet bölümlerinin boş kalan kontenjanları bize ne söylüyor? |
Yayın Türü (dc.type) | Konferans Bildirisi |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | ALPTEKİN, Kamil |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | TOPUZ, Selami |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | ZENGİN, Oğuzhan |
Atıf Dizini (dc.source.database) | Diğer |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Covid 19 Pandemisi |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Öğrenci Kontenjanları |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Sosyal Hizmet Bölümleri |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2021 |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2021-12-31T07:28:25Z |
Açık Erişim tarihi (dc.date.available) | 2021-12-31T07:28:25Z |
Özet (dc.description.abstract) | Türkiye’de sosyal hizmet eğitimi başlangıcından 2000’li yılların ortalarına kadar büyüyememiş, 40 yılı aşkın bir süre boyunca eğitimi tek bir bölümle sürdürmek zorunda kalmıştır. 2006 yılında dört bölümün açılmasıyla eğitimde büyüme ve genişleme dönemine ancak girilebilmiş, 2021 yılı itibariyle 73 bölüme ulaşılmıştır. Büyüme dönemiyle birlikte ardı ardına açılan yeni bölümlerin öğrenci kontenjanları hem abartılı sayılarıyla hem de uzunca bir süre tam doluluk oranlarıyla dikkati çekmiştir. Ancak 2018 yılına gelindiğinde Vakıf Üniversitelerindeki sosyal hizmet bölümlerinin kontenjan doluluk oranlarında bir azalma gözlenmiş bu azalma 2019 ve 2020 yıllarında da devam etmiştir. 2021 yılına gelindiğinde ise Vakıf üniversitelerindeki sosyal hizmet bölümlerinin kontenjanlarının doluluk oranlarında keskin bir düşüş görülmektedir. 2021 yılında gözlenen bir başka çarpıcı gelişme ise devlet üniversitesindeki bölümlerinde cereyan etmiş; özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bölümlerin kontenjanlarının doluluk oranlarında hissedilir bir şekilde azalmaya ilk kez şahit olunmuştur. Genel tabloya bakıldığında 73 bölümün yarısından biraz fazlası 2021 yılı için öngördüğü öğrenci kontenjanını doldurabilmiş, yarısına yakını ise dolduramamıştır. Sosyal hizmet bölümlerinde kontenjan doluluk oranlarının azalmasıyla ortaya çıkan “boş kontenjan olgusu” kuşkusuz sadece sosyal hizmet bölümlerine özgü olmayıp Türkiye’deki yükseköğrenim politika ve uygulamalarında baş gösteren derin yapısal sorunların bir tezahürüdür. Kuşkusuz bahse konu olgunun ortaya çıkışında bu dönemde ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkisi alan Covid 19 pandemisinin özellikle eğitim ve ekonomide neden olduğu değişimlerin önemli etkileri vardır. Ancak kanımızca; somut bir ihtiyaç analizine dayanmayan, plansız – programsız ve alt yapısız bölüm açma stratejisi Covid 19 pandemisinin ağına takılmış, Pandeminin neden olduğu değişimlerle birleşerek, bir çarpan etkisiyle aslında birkaç yıl sonra ortaya çıkacak bu tabloyu biraz daha öne çekmiştir. Bu çalışmada sosyal hizmet eğitiminin mevcut durumu çerçevesinde sosyal hizmet bölümlerinde ortaya çıkan “boş kontenjan olgusu” etraflıca ele alınacak ve Pandeminin bu olgu üzerindeki etkilerine değinilecektir. |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Alternatif Yayın Başlığı (dc.title.alternative) | Sosyal hizmet sempozyumu 2021: COVID -19 ve sosyal hizmet |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | http://hdl.handle.net/20.500.12498/5116 |