Sosyal Medya Bağlamında Aldatma

Bu araştırmada gün geçtikçe artan sosyal medya kullanımının, çiftlerin aldatma eğilimleri üzerine etkileri incelenmiştir. Bunun yanı sıra sosyal medya bağımlılığının ve aldatma eğiliminin, cinsiyet, gelir düzeyi, hayata bakış açısı, eğitim durumu, çocuk sayısı gibi bir takım değişkenler arası ilişkileri de araştırılmıştır. Araştırmanın çalışma evreni; Konya ili merkez Selçuklu, Meram ve Karatay ilçelerinde yaşayan 18-50 yaş grubu 60 kadın ve 60 erkek olmak üzere toplam 120 bireyden oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemi, evreni temsil gücünün yüksek olması adına 30 evli, 30 nişanlı 30 sevgili ve 30 flört sahibi olacak şekilde 4 kategoriye ayıran kota örnekleme yöntemi olarak belirlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket ve “Aldatma Eğilimi Sebepleri Ölçeği (AESÖ)” ile “Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği-Yetişkin Formu (SMBÖ-YF)” kullanılmıştır. Verilerin analizinde ölçeklerin ve demografik değişkenlerin normal dağılıma uygunluğunun belirlenmesi için Kolmogorov-Smirnov testi uygulanmıştır. Araştırma sonucuna göre; sosyal medya bağımlılığının aldatma eğilimi sebeplerine ait toplam puan ile ilişkili olmadığı belirlenmiştir. Ancak partnerden uzaklaşmayı oluşturan sebepler, cinsellik ile ilgili sorunlar ve farklı ilişki boyutlarının sosyal medya bağımlılığı ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonunda katılımcıların sosyal medya bağımlılığının yaş grubu, eğitim düzeyi ve gelir düzeyi kapsamında anlamlı düzeyde fark gösterdiği; cinsiyet, ilişki durumu, çocuk sahibi olma durumu ve hayata bakış açısına göre anlamlı düzeyde fark göstermediği sonucu elde edilmiştir. Aldatma eğilimi sebeplerinde ise cinsiyet, eğitim düzeyi ve hayata bakış açısına göre anlamlı düzeyde fark gösterdiği; yaş grubu, ilişki durumu, gelir düzeyi ve çocuk sahibi olma durumuna göre ise anlamlı düzeyde fark göstermediği belirlenmiştir. Ek olarak, katılımcıların sosyal medya bağımlılığının ile aldatma eğilimi sebeplerine ait partnerden uzaklaşmayı oluşturan sebepler ve cinsellikle ilgili sorunlar boyutları arasında negatif; farklı ilişki boyutu arasında ise pozitif yönde ve anlamlı düzeyde ilişki olduğu sonucu elde edilmiştir.