Eylül 2019’ da tek haneye düşen ve % 9,2 olarak açıklanan enflasyon, Türkiye’de 1923’ den itibaren makroekonomik bir sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Bu sorunun ekonomideki önemi düşünülerek yapılan çalışmalar itibariyle enflasyon ve işsizlik arasındaki ilişki daha çok Phillips eğrisi temelinde açıklanmıştır. Kısa ve uzun dönemde farklılık gösteren Phillips Eğrisi, özellikle kriz dönemlerinde hem Türkiye’ de hem de dünyada tekrar tekrar tartışılmaktadır. Bu tartışmanın temelinde özellikle gelişmekte olan ülkelerin yüksek enflasyon pahasına işsizliği düşürme yolunu tercih etmeleri yatmaktadır. Phillips Eğrisi, en basit şekliyle işsizlik-enflasyon arasında ters orantı olduğunu anlatır. Literatür taraması sonucunda Phillips tarafından öne sürülen bu teori ile aynı sonuca ulaşan çalışmalar varken tam tersi sonuçlara ulaşan çalışmalar da yer alır. Kriz dönemlerinde bu değişkenler üzerinde farklı yorumlamalar da söz konusu olabilmektedir. 2004-2007 yıllarında tek haneli rakamlara düşen enflasyon oranı, 2008’deki Küresel Kriz sonrasında tekrar çift haneli rakamlara çıkarak %10,06 olarak hesaplanmıştır. 2004 yılından itibaren %10 dolaylarında seyreden işsizlik oranı ise 2008 yılında %11’e yükselmiştir. 2008 krizinin etkileri sonucunda enflasyonist bir politika ile 2009 yılında enflasyon oranı %6,53’e düşürülmüştür. Ancak aynı yıl işsizlik oranı %11’den %14’e yükselmiştir. Makroekonomik olarak krizin etkilerini atlatmaya çalışan Türkiye’ de 2010 yılında enflasyon %6,4 seviyesine gerilemiş, aynı yıl işsizlik oranı ise %11,9’a düşmüştür. 2011 yılına gelindiğinde ülkedeki krizin etkisiyle enflasyon düzeyinin sıçrama yaptığı ve tekrar çift haneli rakamlara ulaştığı görülmektedir. Enflasyondaki ani yükselişe karşın işsizlik oranında azalış gerçekleşmiştir. Bu çalışmada işsizlik ve enflasyon arasındaki tercih, 2008 küresel krizi sonrası için ele alınacaktır. Resmi rakamlar kullanılarak değerlendirme yapılarak yorumlar yıllık bazda gerçekleştirilecektir. Çalışma, resmi verilerin değerlendirilmesi ve literatür incelemesi metoduyla yapılacaktır. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından bir tanesinin enflasyon bir diğerinin de işsizlik olduğu düşünüldüğünde yapılan çalışmalar daha da önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın da 2008 küresel krizi sonrası dönemin enflasyon ve işsizlik değerlendirmesi açısından katkıda bulunması hedeflenmektedir.
Eser Adı (dc.title) | 2008 Küresel Krizi Sonrası Türkiye'de Enflasyon ve İşsizlik Üzerine Bir Değerlendirme |
Yayın Türü (dc.type) | Konferans Bildirisi |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | YAZICIOĞLU, İsabet Ebru |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | AFŞAR, Bilge |
Atıf Dizini (dc.source.database) | Diğer |
Konu Başlıkları (dc.subject) | 2008 Küresel Krizi |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Enflasyon |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İşsizlik |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Phillips Eğrisi |
Yayıncı (dc.publisher) | Türkiye Ekonomi Kurumu (TEK) |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2019 |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2022-01-07T08:55:13Z |
Açık Erişim tarihi (dc.date.available) | 2022-01-07T08:55:13Z |
Özet (dc.description.abstract) | Eylül 2019’ da tek haneye düşen ve % 9,2 olarak açıklanan enflasyon, Türkiye’de 1923’ den itibaren makroekonomik bir sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Bu sorunun ekonomideki önemi düşünülerek yapılan çalışmalar itibariyle enflasyon ve işsizlik arasındaki ilişki daha çok Phillips eğrisi temelinde açıklanmıştır. Kısa ve uzun dönemde farklılık gösteren Phillips Eğrisi, özellikle kriz dönemlerinde hem Türkiye’ de hem de dünyada tekrar tekrar tartışılmaktadır. Bu tartışmanın temelinde özellikle gelişmekte olan ülkelerin yüksek enflasyon pahasına işsizliği düşürme yolunu tercih etmeleri yatmaktadır. Phillips Eğrisi, en basit şekliyle işsizlik-enflasyon arasında ters orantı olduğunu anlatır. Literatür taraması sonucunda Phillips tarafından öne sürülen bu teori ile aynı sonuca ulaşan çalışmalar varken tam tersi sonuçlara ulaşan çalışmalar da yer alır. Kriz dönemlerinde bu değişkenler üzerinde farklı yorumlamalar da söz konusu olabilmektedir. 2004-2007 yıllarında tek haneli rakamlara düşen enflasyon oranı, 2008’deki Küresel Kriz sonrasında tekrar çift haneli rakamlara çıkarak %10,06 olarak hesaplanmıştır. 2004 yılından itibaren %10 dolaylarında seyreden işsizlik oranı ise 2008 yılında %11’e yükselmiştir. 2008 krizinin etkileri sonucunda enflasyonist bir politika ile 2009 yılında enflasyon oranı %6,53’e düşürülmüştür. Ancak aynı yıl işsizlik oranı %11’den %14’e yükselmiştir. Makroekonomik olarak krizin etkilerini atlatmaya çalışan Türkiye’ de 2010 yılında enflasyon %6,4 seviyesine gerilemiş, aynı yıl işsizlik oranı ise %11,9’a düşmüştür. 2011 yılına gelindiğinde ülkedeki krizin etkisiyle enflasyon düzeyinin sıçrama yaptığı ve tekrar çift haneli rakamlara ulaştığı görülmektedir. Enflasyondaki ani yükselişe karşın işsizlik oranında azalış gerçekleşmiştir. Bu çalışmada işsizlik ve enflasyon arasındaki tercih, 2008 küresel krizi sonrası için ele alınacaktır. Resmi rakamlar kullanılarak değerlendirme yapılarak yorumlar yıllık bazda gerçekleştirilecektir. Çalışma, resmi verilerin değerlendirilmesi ve literatür incelemesi metoduyla yapılacaktır. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından bir tanesinin enflasyon bir diğerinin de işsizlik olduğu düşünüldüğünde yapılan çalışmalar daha da önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın da 2008 küresel krizi sonrası dönemin enflasyon ve işsizlik değerlendirmesi açısından katkıda bulunması hedeflenmektedir. |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | http://hdl.handle.net/20.500.12498/5286 |