Tarih boyunca hastalıkların tedavisi insanlığın gündeminde olmuştur ve çeşitli tedavi yöntemleri gelişmiştir(Kaya ve Ark.,2020). Modern tıbbın yanı sıra DSÖ sağlık politikalarında resmi olarak yer almayan uygulamaları “Alternatif Tıp” olarak adlandırmıştır(Gnatta ve Ark.,2016). Literatürde “Bütünleyici Tıp” olarak da adlandırılmaktadır(Kaya ve Ark.,2020). Alternatif yöntemlerden biri olan fitoterapi de hastalıklarda bitki ile tedavi anlamını taşımaktadır(Paloma ve Ark.,2014;Sürme ve Çürük, 2020;Yıldırım ve Ark.,2020). Bitkiler, uzun yıllardır dünya üzerinde tedavi amaçlı kullanılmaktadır(Sürme ve Çürük, 2020). Dünya genelinde fitoterapi kullanım oranı %60 iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran %60-90 arasında değişmektedir(Berk ve Ark.,2014). Bu oranlara bakarak dünyada ve ülkemizde bitkilerle tedavinin yaygın olduğunu söylemek mümkündür. DSÖ “Geleneksel Tıp Stratejisi 2014-2023” başlıklı yayınladığı genelgede, insanların ürünlere erişimi, kalite ve güvenliği sağlamak için ulusal politikaların geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir(WHO; 2014). Bu nedenle özellikle 24 saat hasta ile birlikte olan hemşirelerin fitoterapi hakkında bilgi sahibi olması önemlidir(Şahin ve Ark.,2019;Yıldırım ve Ark.,2020). Alternatif uygulamaların temel ilkesi hastayı holistik/bütüncül değerlendirmektir(Paloma ve Ark.,2014). Hemşirelik mesleği de bu ortak ilkeyi paylaşmaktadır(Kardaş ve Ünlüsoy Dı̇nçer, 2022). Pek çok hemşire de doğal tedavilerin kullanımını hemşirelik bakımının bir parçası olarak görmüşlerdir(Paloma ve Ark.,2014). Modern tıbbi tedavi esnasında birçok hasta bitkisel kürler de kullanmaktadır. Hemşire alternatif yöntemleri, bitkiler ile ilaçların etkileşimini bilmeli ve hastaya yarar sağlama ilkesi doğrultusunda bireye danışmanlık yapmalıdır(Paloma ve Ark.,2014,Yıldırım ve Ark.,2020) Mattos ve Ark(2018)’nın çalışma sonucuna göre birinci basamak sağlık çalışanlarının çoğunluğu bitkilerin tedavi edici etkilerine inanmakta ancak kullanmamaktadır. Brito ve Ark(2017)’nın sağlık profesyonelleri ile yaptığı çalışma sonuçlarına göre sağlık profesyonellerinin fitoterapi bilgileri yetersizdir ve bu durum yan etkiler ve kontrendikasyonlar açısından potansiyel tehlike oluşturmaktadır(Paloma ve Ark.,2014). Ülkemizde de bu alanda açık olduğu ve yapılacak yeni çalışmalarla desteklenmesi gerektiği belirtilmektedir (Kaya ve Ark.,2020; Yıldırım ve Ark.,2020)
Eser Adı (dc.title) | Hemşirelik ve Fitoterapi |
Yayın Türü (dc.type) | Sunum |
Yayın Türü (dc.type) | Konferans Bildirisi |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | KOYUNCU, Naciye Esra |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | ÜNAL, Esra |
Atıf Dizini (dc.source.database) | Diğer |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Fitoterapi |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Bütünleyici Tıp |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Alternatif Tıp |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Hemşirelik |
Yayıncı (dc.publisher) | 1st International Conference on Scientific and Academic Research |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2022 |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2023-02-08T10:22:30Z |
Açık Erişim tarihi (dc.date.available) | 2023-02-08T10:22:30Z |
Özet (dc.description.abstract) | Tarih boyunca hastalıkların tedavisi insanlığın gündeminde olmuştur ve çeşitli tedavi yöntemleri gelişmiştir(Kaya ve Ark.,2020). Modern tıbbın yanı sıra DSÖ sağlık politikalarında resmi olarak yer almayan uygulamaları “Alternatif Tıp” olarak adlandırmıştır(Gnatta ve Ark.,2016). Literatürde “Bütünleyici Tıp” olarak da adlandırılmaktadır(Kaya ve Ark.,2020). Alternatif yöntemlerden biri olan fitoterapi de hastalıklarda bitki ile tedavi anlamını taşımaktadır(Paloma ve Ark.,2014;Sürme ve Çürük, 2020;Yıldırım ve Ark.,2020). Bitkiler, uzun yıllardır dünya üzerinde tedavi amaçlı kullanılmaktadır(Sürme ve Çürük, 2020). Dünya genelinde fitoterapi kullanım oranı %60 iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran %60-90 arasında değişmektedir(Berk ve Ark.,2014). Bu oranlara bakarak dünyada ve ülkemizde bitkilerle tedavinin yaygın olduğunu söylemek mümkündür. DSÖ “Geleneksel Tıp Stratejisi 2014-2023” başlıklı yayınladığı genelgede, insanların ürünlere erişimi, kalite ve güvenliği sağlamak için ulusal politikaların geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir(WHO; 2014). Bu nedenle özellikle 24 saat hasta ile birlikte olan hemşirelerin fitoterapi hakkında bilgi sahibi olması önemlidir(Şahin ve Ark.,2019;Yıldırım ve Ark.,2020). Alternatif uygulamaların temel ilkesi hastayı holistik/bütüncül değerlendirmektir(Paloma ve Ark.,2014). Hemşirelik mesleği de bu ortak ilkeyi paylaşmaktadır(Kardaş ve Ünlüsoy Dı̇nçer, 2022). Pek çok hemşire de doğal tedavilerin kullanımını hemşirelik bakımının bir parçası olarak görmüşlerdir(Paloma ve Ark.,2014). Modern tıbbi tedavi esnasında birçok hasta bitkisel kürler de kullanmaktadır. Hemşire alternatif yöntemleri, bitkiler ile ilaçların etkileşimini bilmeli ve hastaya yarar sağlama ilkesi doğrultusunda bireye danışmanlık yapmalıdır(Paloma ve Ark.,2014,Yıldırım ve Ark.,2020) Mattos ve Ark(2018)’nın çalışma sonucuna göre birinci basamak sağlık çalışanlarının çoğunluğu bitkilerin tedavi edici etkilerine inanmakta ancak kullanmamaktadır. Brito ve Ark(2017)’nın sağlık profesyonelleri ile yaptığı çalışma sonuçlarına göre sağlık profesyonellerinin fitoterapi bilgileri yetersizdir ve bu durum yan etkiler ve kontrendikasyonlar açısından potansiyel tehlike oluşturmaktadır(Paloma ve Ark.,2014). Ülkemizde de bu alanda açık olduğu ve yapılacak yeni çalışmalarla desteklenmesi gerektiği belirtilmektedir (Kaya ve Ark.,2020; Yıldırım ve Ark.,2020) |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | http://hdl.handle.net/20.500.12498/5551 |