Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Temel Hak ve Hürriyetleri Bağlamında Vakıf Kurma Hakkı
ULUSOY, Sümeyye
Loading
Name | Size | Description |
---|---|---|
Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Temel Hak ve Hürriyetleri.pdf | 452.6Kb |
Abstract
Osmanlı Devleti, tarihin en güçlü ve en uzun ömürlü İslam devletlerinden biridir. Osmanlı Devleti’nin uzun ömürlü
olmasını sağlayan en önemli etken, farklı etnik ve dini yapıdaki insanları aynı çatı altında toplayan hoşgörü
anlayışını benimsemiş olmasıdır. Osmanlı Devleti, Gayrimüslim tebaasını bu hoşgörü anlayışının bir tezahürü olan,
İslam kültürünün genel anlayışı ile uyuşan ve Fatih devrinde daha da sistematik hale getirilen millet sistemine göre
yönetmiştir. Millet sistemi, güçlü bir meerkezi idarenin kontrolü altında, her dini grubun kendi din adamları
önderliğinde yarı özerk bir idareye sahip olduğu yönetim şeklini ifade eder. Osmanlı Devleti’nde farklı yapıdaki
insan topluluklarının bir arada huzur içinde yaşamış olmasının bir başka sebebi de Osmanlı Devleti’nin, bir İslam
devleti olmasına rağmen, Müslümanlara tanıdığı hakların neredeyse tamamını, Gayrimüslimlere de tanımış
olmasıdır. Bu haklardan en önemlisi de vakıf kurma hakkıdır.
Vakıf, bir malın hayır yapmak amacıyla mülkiyetinin Allah’a; menfaatinin ise kamuya bırakılmasıdır. Osmanlı
dönemindeki Vakıflar, günümüzde en önemli devlet faaliyetlerinden olan eğitim öğretim hizmetleri, sağlık
hizmetleri, kültür hizmetleri, güvenlik ve ulaşım hizmetleri, sosyal güvenlik hizmetleri, şehircilik hizmetleri ve
ekonomik hizmetler gibi daha birçok kamu hizmeti faaliyetinin yürütülmesini sağlamaktaydılar. Vakıfların
Osmanlı toplumundaki bu hizmetleri ve etkileri göz önünde bulundurulduğunda; Gayrimüslim topluluklara vakıf
kurma hakkının tanınması, Gayrimüslimlere vakıflar aracılığıyla ayrı bir yönetim özerkliği verildiği izlenimi
uyandırmaktadır. Bu durum ise merkeziyetçi ve otoriter bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti’nin yönetim anlayışı
ile çelişmektedir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti, Gayrimüslimlerin vakıf kurma hakkı ile devlet otoritesi arasında
bir denge kurmuştur ve Gayrimüslimlerin vakıf kurma hakkını Müslümanlardan farklı sınırlandırmalara tabi
tutulmuşlardır. Ancak Gayrimüslimlere getirilmiş olan bu sınırlamalar, onların vakıf kurmalarına esastan engel
teşkil edecek nitelikte olmamıştır ve vakıflar aracılığıyla kamu hizmeti niteliğindeki toplum ihtiyaçlarını
giderebilmişlerdir... Show more Show less