Ülke içinde nihai karar verme yetkisini içeren üstün bir emretme gücü; ülke dışında ise bir devletin bağımsızlığını ve iç işlerine karışılmamasını ifade eden egemenlik, XVI. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Ancak bu tarihten önce de tüm siyasal yapılarda üstün bir emretme gücü bulunmaktadır. Cezalandırma ise insanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olan küresel bir olgudur. Tarih boyunca emretme gücü veya egemenlik hangi yapı tarafından kullanıldıysa cezalandırma yetkisi de aynı yapı tarafından kullanılmıştır. Egemenliğin ortaya çıkmasıyla cezalandırma yetkisi de tamamen devlete geçmiştir. Tarihsel süreçte egemenlik anlayışındaki değişim cezalandırma yetkisinin kullanımını da etkilemiştir. Başlangıçta mutlak ve sınırsız olarak düşünülen egemenlik anlayışı, cezalandırma yetkisinin de ölçüsüz şekilde kullanılmasına sebep olmuştur. Ortaya çıkan kimi olgularla egemenlik anlayışı giderek sınırlandırılırken, cezalandırma da sınırlı bir yetkiye dönüşmüştür. Bu süreçte cezalandırma giderek kamusal bir faaliyete evrilmiş, bedene yönelik cezalar yerini hürriyeti bağlayıcı cezalara bırakmıştır. Bu tez, egemenlik öncesinde, egemenliğin ortaya çıktığı dönemde ve sınırlı egemenlik anlayışına geçişle cezalandırma yetkisinin nasıl değiştiğini konu almaktadır. Egemenlik ile cezalandırma arasındaki bu ilişki, Batı Avrupa’da siyasal iktidarın tarihsel uğrakları üzerinden ele alınmıştır. Çalışmanın sonunda egemenlik ile cezalandırmanın birbirine koşut olduğu, sınırlı egemenlik anlayışına yaklaşıldıkça cezalandırma yetkisinin sınırlarının da daraldığı sonucuna ulaşılmıştır. Siyasal iktidarın dönüşümüyle cezalandırmaya yüklenen anlamın ve cezalandırma yöntemleri ile tekniklerinin de değiştiği görülmüştür.
Eser Adı (dc.title) | Egemenliğin Ortaya Çıkışı ve Sınırlandırılması Sürecinde Siyasal İktidar Tipleri ve Cezalandırma Yetkisi |
Yayın Türü (dc.type) | Tez |
Yazar/lar (dc.contributor.author) | KAYA, Mevlüt Alper |
Atıf Dizini (dc.source.database) | Diğer |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Egemenlik |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Cezalandırma |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Siyasal İktidar |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Modern Devlet |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Mutlak Egemenlik |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Sınırlı Egemenlik |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Suç |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Bedensel Ceza |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Hürriyeti Bağlayıcı Ceza |
Yayıncı (dc.publisher) | KTO Karatay Üniversitesi |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | TÜLEN, Hikmet |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2023 |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2023-03-09T14:14:22Z |
Açık Erişim tarihi (dc.date.available) | 2023-03-09T14:14:22Z |
Tez Türü (dc.type.thesis) | Yüksek Lisans |
Özet (dc.description.abstract) | Ülke içinde nihai karar verme yetkisini içeren üstün bir emretme gücü; ülke dışında ise bir devletin bağımsızlığını ve iç işlerine karışılmamasını ifade eden egemenlik, XVI. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Ancak bu tarihten önce de tüm siyasal yapılarda üstün bir emretme gücü bulunmaktadır. Cezalandırma ise insanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olan küresel bir olgudur. Tarih boyunca emretme gücü veya egemenlik hangi yapı tarafından kullanıldıysa cezalandırma yetkisi de aynı yapı tarafından kullanılmıştır. Egemenliğin ortaya çıkmasıyla cezalandırma yetkisi de tamamen devlete geçmiştir. Tarihsel süreçte egemenlik anlayışındaki değişim cezalandırma yetkisinin kullanımını da etkilemiştir. Başlangıçta mutlak ve sınırsız olarak düşünülen egemenlik anlayışı, cezalandırma yetkisinin de ölçüsüz şekilde kullanılmasına sebep olmuştur. Ortaya çıkan kimi olgularla egemenlik anlayışı giderek sınırlandırılırken, cezalandırma da sınırlı bir yetkiye dönüşmüştür. Bu süreçte cezalandırma giderek kamusal bir faaliyete evrilmiş, bedene yönelik cezalar yerini hürriyeti bağlayıcı cezalara bırakmıştır. Bu tez, egemenlik öncesinde, egemenliğin ortaya çıktığı dönemde ve sınırlı egemenlik anlayışına geçişle cezalandırma yetkisinin nasıl değiştiğini konu almaktadır. Egemenlik ile cezalandırma arasındaki bu ilişki, Batı Avrupa’da siyasal iktidarın tarihsel uğrakları üzerinden ele alınmıştır. Çalışmanın sonunda egemenlik ile cezalandırmanın birbirine koşut olduğu, sınırlı egemenlik anlayışına yaklaşıldıkça cezalandırma yetkisinin sınırlarının da daraldığı sonucuna ulaşılmıştır. Siyasal iktidarın dönüşümüyle cezalandırmaya yüklenen anlamın ve cezalandırma yöntemleri ile tekniklerinin de değiştiği görülmüştür. |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | http://hdl.handle.net/20.500.12498/5957 |