Beyşehir'deki XIII. ve XIV. yüzyıl camilerinin biyofilik kriterler üzerinden incelenmesi / Research on biophilic criterias through theXIII. and XIV. century mosques in Beyşehir

Son otuz yıldaki deneysel bulgular, insanları doğal unsurlara ve manzara görüntülerine bağlayan tasarımların, insanların genel iyi olma hislerini arttırdığı ve sonuç olarak fizyolojilerinde olumlu ve iyileştirici bir etki yarattığını ortaya koymaktadır. Çevresel psikoloji alanındaki bulgular da, bu tür tasarımların insanların üretkenliğini arttırdığı ve stresi azaltmaya olumlu yönde etki ettiğini göstermektedir. Buna rağmen, modern şehir yaşamında bu unsurlarla temas şansı oldukça azaltılmıştır. Bu noktada, inşa edilmiş çevreyi bu doğal unsurlara tekrar bağlamaya yarayacak yollar mimarlık alanında araştırılmaya başlanmıştır. Biyofili, en yeni ve en uygulanabilir doğa ile yapay çevrenin yeniden birleştirme teorilerindendir. Bu çalışma kapsamında, biyofili kavramı açıklanarak, gerekliliği ve nitelikleri irdelenmiştir. Bununla birlikte, biyofili disiplininin tarihi ve tasarım teorisinin temelleri incelenerek mimari eserlerin başarısındaki yeri tartışılmıştır. İnsanların tarihi yapılara olan büyük hayranlığının bir nedeninin de bu yapıların biyofilik özellikler göstermesi olduğu düşünülmektedir. Tarihi mimari öğeleri değerlendirilerek, niteliksel analitik metotlarla karakteristik şekilleri ve 'yapılara yaşam kazandırabilecek' spesifik biyolojik stratejileri incelenmiştir. Türkiye tarihinde önemli bir yeri olan Selçuklu Devleti, hâkim olduğu M.S. XI. ve XIII. yüzyıllar arasında yoğun imar faaliyetinde bulunarak önemli mimari eser bırakmıştır. Bunların arasında hâlâ ayakta olan ve biyofilik kriterleri çokça barındıran, Konya'nın Beyşehir ilçesinde yer alan Eşrefoğlu (Süleyman Bey) Cami (1296 – 1299) bu tez kapsamında örnek çalışma olarak incelenmiştir. Köylerinde bulunan Bayındır Camisi (1365), Köşk Camisi (XIV. yy) benzer nitelikler taşıması nedeniyle araştırmaya dâhil edilmiştir. Bu eserlerin tetkikleriyle elde edilen bilgiler biyofilik kriterlerin ve kuralların süzgecinden geçirilmiştir. Çalışmanın neticesinde; biyofilik özellikler taşıyan, Anadolu Selçuklu Mimarisi, gibi doğal çevrenin karakteristik şekil ve form biçimleri ile doğal materyallerin kullanım zenginliği içinde günümüz mimarisinde de bu tip tasarımların uygulama alanı bularak, sürdürülebilir yapı tasarımının önemi ortaya konmuştur.

Experimental findings for recent thirty years reveal that designs connecting people with natural elements and landscape images have increased people's overall well-being and eventually have led to a positive and healing effect in their physiology. Findings in the field of environmental psychology also find out that such designs increase people's productivity and have positively impacted on reducing stress. Notwithstanding, the chance of contact with these elements in modern urban life have been reduced considerably. At this point, the ways that will help to reconnect the built environment to these natural elements have been begun to be researched in the field of architecture. Biophilia is the latest and most practicable theories of recombination of nature and artificial environment. Within the scope of this study, the biophilia concept has been explained and its necessity and qualities have been studied. On the other hand, the history of biophilia discipline and the basis of design theory have been examined and its place in the success of architectural works has been discussed. It is thought that one of the reasons for people's great admiration for historical construction is that these structures show biophilic properties. By evaluating historical architectural items, the characteristic forms with qualitative analytical methods and specific biologic strategies that can 'make life a reality' have been examined. Seljuk State, which has an important place in Turkey's history, has left an important architectural monument by making intensive construction activity between A.D. XI and XIII centuries. Among these, Eşrefoğlu (Süleyman Bey) Mosque (1296 – 1299) who is still standing and has many biophilic criteria, located in the Beyşehir district of Konya has been studied as a case study within the scope of this Tez. Bayındır Mosque (1365) and Köşk Mosque (14th century) located in the villages of Beyşehir have been included in the study due to similar qualities. The informations obtained by examination of these works have been passed through the filter of the biophilic criteria and rules. As a result of the study; the importance of sustainable building design has been revealed by finding the application area of these types of designs in today's architecture in which the characteristic shapes and format forms of natural environment and the usage richness of natural materials having biophilic characteristics such as Anatolian Seljuk Architecture.

Erişime Açık
Görüntülenme
4
22.03.2024 tarihinden bu yana
İndirme
1
22.03.2024 tarihinden bu yana
Son Erişim Tarihi
24 Nisan 2024 01:11
Google Kontrol
Tıklayınız
Tam Metin
Tam Metin İndirmek için tıklayın Ön izleme
Detaylı Görünüm
Eser Adı
(dc.title)
Beyşehir'deki XIII. ve XIV. yüzyıl camilerinin biyofilik kriterler üzerinden incelenmesi / Research on biophilic criterias through theXIII. and XIV. century mosques in Beyşehir
Yayın Türü
(dc.type)
Tez
Yazar/lar
(dc.contributor.author)
BEYAZ, Ebubekir
Atıf Dizini
(dc.source.database)
Diğer
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Nörofizyoloji
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Psikofizyoloji
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Mimarlık
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Architecture
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Neurophysiology
Konu Başlıkları
(dc.subject)
Psychophysiology
Yayın Tarihi
(dc.date.issued)
2017
Kayıt Giriş Tarihi
(dc.date.accessioned)
2019-07-08T11:00:23Z
Açık Erişim tarihi
(dc.date.available)
2019-07-08T11:00:23Z
Tez Türü
(dc.type.thesis)
Doktora
Özet
(dc.description.abstract)
Son otuz yıldaki deneysel bulgular, insanları doğal unsurlara ve manzara görüntülerine bağlayan tasarımların, insanların genel iyi olma hislerini arttırdığı ve sonuç olarak fizyolojilerinde olumlu ve iyileştirici bir etki yarattığını ortaya koymaktadır. Çevresel psikoloji alanındaki bulgular da, bu tür tasarımların insanların üretkenliğini arttırdığı ve stresi azaltmaya olumlu yönde etki ettiğini göstermektedir. Buna rağmen, modern şehir yaşamında bu unsurlarla temas şansı oldukça azaltılmıştır. Bu noktada, inşa edilmiş çevreyi bu doğal unsurlara tekrar bağlamaya yarayacak yollar mimarlık alanında araştırılmaya başlanmıştır. Biyofili, en yeni ve en uygulanabilir doğa ile yapay çevrenin yeniden birleştirme teorilerindendir. Bu çalışma kapsamında, biyofili kavramı açıklanarak, gerekliliği ve nitelikleri irdelenmiştir. Bununla birlikte, biyofili disiplininin tarihi ve tasarım teorisinin temelleri incelenerek mimari eserlerin başarısındaki yeri tartışılmıştır. İnsanların tarihi yapılara olan büyük hayranlığının bir nedeninin de bu yapıların biyofilik özellikler göstermesi olduğu düşünülmektedir. Tarihi mimari öğeleri değerlendirilerek, niteliksel analitik metotlarla karakteristik şekilleri ve 'yapılara yaşam kazandırabilecek' spesifik biyolojik stratejileri incelenmiştir. Türkiye tarihinde önemli bir yeri olan Selçuklu Devleti, hâkim olduğu M.S. XI. ve XIII. yüzyıllar arasında yoğun imar faaliyetinde bulunarak önemli mimari eser bırakmıştır. Bunların arasında hâlâ ayakta olan ve biyofilik kriterleri çokça barındıran, Konya'nın Beyşehir ilçesinde yer alan Eşrefoğlu (Süleyman Bey) Cami (1296 – 1299) bu tez kapsamında örnek çalışma olarak incelenmiştir. Köylerinde bulunan Bayındır Camisi (1365), Köşk Camisi (XIV. yy) benzer nitelikler taşıması nedeniyle araştırmaya dâhil edilmiştir. Bu eserlerin tetkikleriyle elde edilen bilgiler biyofilik kriterlerin ve kuralların süzgecinden geçirilmiştir. Çalışmanın neticesinde; biyofilik özellikler taşıyan, Anadolu Selçuklu Mimarisi, gibi doğal çevrenin karakteristik şekil ve form biçimleri ile doğal materyallerin kullanım zenginliği içinde günümüz mimarisinde de bu tip tasarımların uygulama alanı bularak, sürdürülebilir yapı tasarımının önemi ortaya konmuştur.
Özet
(dc.description.abstract)
Experimental findings for recent thirty years reveal that designs connecting people with natural elements and landscape images have increased people's overall well-being and eventually have led to a positive and healing effect in their physiology. Findings in the field of environmental psychology also find out that such designs increase people's productivity and have positively impacted on reducing stress. Notwithstanding, the chance of contact with these elements in modern urban life have been reduced considerably. At this point, the ways that will help to reconnect the built environment to these natural elements have been begun to be researched in the field of architecture. Biophilia is the latest and most practicable theories of recombination of nature and artificial environment. Within the scope of this study, the biophilia concept has been explained and its necessity and qualities have been studied. On the other hand, the history of biophilia discipline and the basis of design theory have been examined and its place in the success of architectural works has been discussed. It is thought that one of the reasons for people's great admiration for historical construction is that these structures show biophilic properties. By evaluating historical architectural items, the characteristic forms with qualitative analytical methods and specific biologic strategies that can 'make life a reality' have been examined. Seljuk State, which has an important place in Turkey's history, has left an important architectural monument by making intensive construction activity between A.D. XI and XIII centuries. Among these, Eşrefoğlu (Süleyman Bey) Mosque (1296 – 1299) who is still standing and has many biophilic criteria, located in the Beyşehir district of Konya has been studied as a case study within the scope of this Tez. Bayındır Mosque (1365) and Köşk Mosque (14th century) located in the villages of Beyşehir have been included in the study due to similar qualities. The informations obtained by examination of these works have been passed through the filter of the biophilic criteria and rules. As a result of the study; the importance of sustainable building design has been revealed by finding the application area of these types of designs in today's architecture in which the characteristic shapes and format forms of natural environment and the usage richness of natural materials having biophilic characteristics such as Anatolian Seljuk Architecture.
Tek Biçim Adres
(dc.identifier.uri)
https://hdl.handle.net/20.500.12498/684
Analizler
Yayın Görüntülenme
Yayın Görüntülenme
Erişilen ülkeler
Erişilen şehirler
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve cerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms