- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır. - İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
Solunum sistemi akciğerler ve solunum yollarından meydana gelmektedir ve birçok fonksiyonu bulunmaktadır. Bunlar; hücrelerin oksijenlenebilmesi için oksijenin dış çevreden temini ve metabolik aktivite sonucunda ortaya çıkan artıklardan biri olan karbondioksitin ekspirasyonla dışarı atılmasını sağlamak, fonasyon, bağışıklık, hidrojen iyon konsantrasyonunun düzenlenmesi, renin-aniyotensin-aldosteron sisteminde rol alan anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) sentezi ve asit baz dengesi olarak adlandırılabilir. Tüm bu süreçlere bakıldığında, vücudun iç dengesinin korunabilmesi için akciğerlerin ne k ...Daha fazlası
Kan, insan yaşamının korunması, besinlerin, hormonların, gazların ve atıkların vücutta taşınmasında, pH, sıcaklık ve diğer çeşitli iç koşulların homeostatik olarak düzenlenmesinde kritik öneme sahiptir. Kan; plazma ve trombositler, lökositler, eritrositler gibi şekilli elemanlardan oluşur. Plazma toplam kan hacminin yaklaşık %55'ini, şekilli elemanlar ise %45'lik kısımı oluşturmaktadır. Toplam kan hacmi, normal sağlıklı yetişkinlerde toplam insan ağırlığının yaklaşık %7 ila 8'ini oluşturur. Bir yetişkinin kan hacmi (yağsız) vücut kütlesi ile ilişkilidir ve 70 kg ağırlığındaki kadınlarda yaklaş ...Daha fazlası
Hipofiz bezinin kafatasının sfenoid kemiğinin sellaturcica'sı (türk eyeri) içinde yer almaktadır. Yaklaşık olarak 1 cm çapında ve 0,5-1 gr ağırlığındadır. Hipotalamo-hipofizyal traktus ile hipotalamusa bağlıdır. Hipofiz bezi (pitüiter bez); büyüme, üreme, tüm vücut metabolizması veya stres de dahil olmak üzere çok sayıda biyolojik süreci kontrol ettiği için organizmanın ana bezi olarak kabul edilir. Hipofiz bezi, adenohipofiz ve nörohipofiz olarak adlandırılan yapısal ve işlevsel olarak farklı iki ana bölgeden oluşur. Bu bölgeler farklı gelişimsel kökenlere sahiptir ve büyüme hormonu (GH), pro ...Daha fazlası
Tat tomurcukları dil üzerinde 50-100 ikincil duyu hücresi kümesinden oluşur (2 haftalık döngülerle yenilenir); insanlarda yaklaşık 5000 tat tomurcuğu vardır.
Tat tomurcuklarından gelen duyusal uyarılar VII., IX. ve X. kraniyal sinirlerin uçlarına iletilir, nucleus tractus solitarii tarafından aktarılır ve talamus (dil) yoluyla postcentral girusa ve pons yoluyla hipotalamus ve limbik sisteme yüksek frekansta birleşir.
Koku çoğu hayvanın birincil duyusudur. Koku molekülleri uçucu kimyasallardır (vovantil) ; bunlara koku vericiler (odorant) de denir. İnsanlar kokuları algılama konusunda birçok hayvanın gerisinde kalmaktadır. İnsanların 10.000 civarında kokuyu ayırt edebildiği söylenmektedir. Duyuların içinde en az bilgi sahibi olduğumuz duyu koku duyusudur. Koku molekülleri, nefes alırken burun yoluyla veya çiğneme/içme sırasında yutak yoluyla burun boşluğuna ulaşır. Koku algısının ilk adımında, koku maddeleri Olfaktör Reseptör Nöronlarını (ORN'ler) uyarır. ORN'ler koku alma epitelinde bulunur. Koku alma epit ...Daha fazlası
Göğüs kafesi ve akciğerler elastik yapıda olup akciğerleri göğüs kafesinin duvarına bağlayan herhangi anatomik bir oluşum bulunmamaktadır. Kompliyans ve elastisite ventilasyon mekaniğinin iki temel özelliğini oluşturmaktadır. Elastisite sayesinde akciğerlere dolan hava pasif bir şekilde dışarı atılabilmektedir. İnspirasyon ise aktif bir olaydır yani birkaç komponentin birleşimi sayesinde gerçekleşir. MSS den gelen uyarılar doğrultusunda diyafram kasılarak aşağı doğru kubbeleşir ve toraks içindeki hacim artarak basınç azaltılmış olur. Dış hava basıncı akciğerlerden fazla olduğu için dış ortamda ...Daha fazlası
Pulmoner arter, sağ ventrikülden çıktıktan sonra yaklaşık 5 cm ilerleyip sağa ve sola olacak şekilde iki pulmoner artere ayrılmaktadır. Pulmoner arter kısa dallanmalar yapan ve duvar kalınlığı aort damarının yaklaşık 1/3’ü kadar olup ince bir yapıdadır. Duvar kalınlıkları ince olmasına rağmen çapları oldukça geniştir. Bu yapı, pulmoner arterlerin genelinde kompliyans sağlamaktadır. Kompliyans oldukça önemli bir terim olup her birim basınç artışına bağlı olarak damarların genişleyebilme kapasitesini anlatmak için kullanılır. Sağ ventrikülün atım hacmine karşı pulmoner arterlerin uyum sağlayabil ...Daha fazlası
Solunum sistemi akciğerler ve solunum yollarından meydana gelmektedir ve birçok fonksiyonu bulunmaktadır. Bunlar; hücrelerin oksijenlenebilmesi için oksijenin dış çevreden temini ve metabolik aktivite sonucunda ortaya çıkan artıklardan biri olan karbondioksitin ekspirasyonla dışarı atılmasını sağlamak, fonasyon, bağışıklık, hidrojen iyon konsantrasyonunun düzenlenmesi, renin-aniyotensin-aldosteron sisteminde rol alan anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) sentezi ve asit baz dengesi olarak adlandırılabilir. Tüm bu süreçlere bakıldığında, vücudun iç dengesinin korunabilmesi için akciğerlerin ne k ...Daha fazlası
Kan, insan yaşamının korunması, besinlerin, hormonların, gazların ve atıkların vücutta taşınmasında, pH, sıcaklık ve diğer çeşitli iç koşulların homeostatik olarak düzenlenmesinde kritik öneme sahiptir. Kan; plazma ve trombositler, lökositler, eritrositler gibi şekilli elemanlardan oluşur. Plazma toplam kan hacminin yaklaşık %55'ini, şekilli elemanlar ise %45'lik kısımı oluşturmaktadır. Toplam kan hacmi, normal sağlıklı yetişkinlerde toplam insan ağırlığının yaklaşık %7 ila 8'ini oluşturur. Bir yetişkinin kan hacmi (yağsız) vücut kütlesi ile ilişkilidir ve 70 kg ağırlığındaki kadınlarda yaklaş ...Daha fazlası
Lökositler olarak da bilinen beyaz kan hücreleri, kan ve lenfatik sistemde dolaşan bağışıklık hücreleridir. 5 ana türü vardır: Nötrofiller - bakteriyel ve fungal enfeksiyonlara Eozinofiller - parazit enfeksiyonlarına Bazofiller - alerjenlere karşı tepkilerden Monositler - bakteriyel enfeksiyonlara Lenfositler - viral enfeksiyonlara Nötrofiller, eozinofiller ve bazofiller, mikroorganizmaları sindirebilen sitoplazmik granüllere sahip oldukları için granülositlerdir. Lenfositler ve monositler ise sitoplazmalarında granül bulunmadığı için agranülositlerdir.
Kan kaybının önlenmesi hemostaz olarak adlandırılır. Bir damar zedelendiği zaman gelişen kan kaybı 4 farklı ancak birbiriyle ilişkili mekanizma ile önlenmektedir; 1. Damar spazmı 2. Trombosit tıkacının oluşması 3. Kanın pıhtılaşması (koagülasyon) 4. Pıhtı içinde fibröz büyüme
GİRİŞ: Epilepsi, dünyadaki en yaygın nörolojik bozukluklardan biridir. Mevcut antiepileptik ilaçları, nöbetleri etkin bir şekilde kontrol edememekedir ve yan etki sorunu tamamen ortadan kaldırılamamıştır. Hastaların yaklaşık %30'u halen mevcut antiepileptik ilaç tedavisi altında nöbet geçirmektedir. Bu nedenle, epilepsi tedavisi için daha yeni, etkili ve güvenli nöroprotektif ajanlar geliştirmeye yönelik araştırmalar devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı, dihidropiridin türevi kalsiyum kanal blokeri olan lasidipinin, pentilentetrazol (PTZ) ile indüklenen konvülsiyon modeline karşı etkinliğini ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve cerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.